Urfa şehir merkezi
Türkiye'deki yeri Bilgiler Şehir nüfusu 483.750 (2008) Koordinatlar
Posta kodu 63x xxx İl plaka kodu 63 Yönetim Ülke Türkiye Coğrafi Bölge Güneydoğu Anadolu Bölgesi İl Şanlıurfa(il) Belediye başkanı Ahmet Eşref FAKIBABA Yerel yönetim sitesi Şanlıurfa Belediyesi MÖ 1. binyıldan beri sürekli olarak meskûn olan kent, yakın döneme kadar Urfa adıyla anılmış, ancak 1984 yılında TBMM kararıyla "Şanlı" ünvanını edinmiştir. Şanlıurfa ilinin merkezidir. Urfa kent merkezinin altında bugünkü Balıklıgöl'ün kuzeyinde yapılan bir keşif sonucu, Urfa kent merkezi tarihinin MÖ. 9500'e Çanak-Çömleksiz Neolitik Döneme kadar uzandığı görülmüştür.
11.500 yıllık tarihi süreç içerisinde Ebla, Akkad, Sümer, Babil, Hitit, Hurri-Mitanni, Arami, Asur, Pers, Makedonya, Roma, Bizans gibi uygarlıkların egemenlikleri altında yaşmıştır.
Urfa, 1094 yılında Selçuklu hakimiyetine girmiştir. 1098'de Haçlı Kontluğu, daha sonra Eyyubi, Memluk, Türkmen aşiretleri, Timur devleti, Akkoyunlular, Dulkadir beyliği, Safeviler ve en son da 1516'da Osmanlı sınırları içine katılmıştır. Önceleri Diyarbakır Eyalet sınırları içerisinde yer alan Urfa, 1876'da Halep vilayetine bağlanmış, 1916'da ise bağımsız bir sancak olmuştur.
1919 yılında önce İngilizler, daha sonrada Fransızlar şehri işgal etmiş, 11 Nisan 1920'de düşman işgalinden kurtarılmıştır. Cumhuriyet sonrasında 1924'de il olmuştur.
Şehrin nüfusu 2008 yılına göre 483.750'dir.1927'de 29.000 olan nüfusu 1990'da 276.528'e, 2000'de 385.588'e, 2007'de 472.238'e çıkmıştır.
Tarih
Asur'lulardan beri adı bilinen Urha kenti, Büyük İskender'in haleflerinden Selevkos (Seleucus) zamanında Edessa adıyla yeniden kurulmuştur. Eski Orta Doğu uygarlıklarının kültürel mirasını Yunan-Roma dünyasına aktarmada önemli bir rol oynamıştır.
MÖ 130'dan MS 242'ye dek Urfa, Osrhoene Krallığının başkenti olarak Kuzey Suriye'ye egemen olmuştur. Osrhoene kralı Abgar rivayete göre İsa'yla mektuplaşmış ve Hıristiyanlığı kabul etmiştir. MS. 3. yüzyılda kentte kurulan Urfa Akademisi, Yeni-Eflatuncu felsefe alanında Antik dünyanın en önemli eğitim kurumlarından biri olmuş, daha sonra İslamiyet bünyesinde gelişecek olan medrese kurumunun ilk modelini oluşturmuştur. Bölgede bu devirde konuşulan dil, bir Sami dili olan Aramice'dir. Aramice'nin Urfa lehçesi, Urfa Akademisi sayesinde geniş bir yaygınlığa kavuşarak Süryanice adını almıştır.
Kent 400 yıla yakın Roma/Bizans yönetiminde kaldıktan sonra 639'da İyad bin Ganem komutasındaki Arap orduları tarafından fethedilmiştir. Ancak 400 yıl süren bu ilk İslam egemenliği döneminde Urfa Hıristiyan karakterini korumuş ve Süryani kültürünün en önemli merkezlerinden biri olmaya devam etmiştir. Emevi halifeleri bölgedeki iktidar merkezlerini, Urfa yerine komşu Harran'da kurmayı tercih etmişlerdir.
1087'de Urfa'nın Türklerce fethinden kısa bir süre sonra kent bu kez Haçlılar'a teslim olmuş ve 1098-1146 arasında Fransız kökenli Edessa Kontları tarafından yönetilmiştir. Bugün kentte bulunan anıtların bir bölümü bu dönemden gelir. 1146'da Musul Atabeyi İmadeddin Zengi, peşinden Kudüs fatihi Selahaddin Eyyubi Urfa'yı ele geçirmiştir. 1517'de Osmanlı idaresi kurulmuştur.
Birinci Dünya Savaşından sonra Urfa 30 Ekim 1919-11 Nisan 1920 tarihleri arasında Fransız işgali'nde kalmıştır. 20. yüzyıl başında kent nüfusunun %36'sını oluşturan Süryani ve Ermeniler, bu dönemde kentten ayrılmıştır. Eski şehir içinde ayrı bir mahalleye sahip olan Yahudiler de 1950'li yıllarda İsrail'e göçerek Urfa'yı terketmiştir.
Bugün Urfa şehri güneydeki Arapça ve kuzeydeki Kürtçe dil alanları arasındaki sınırın üzerinde bulunur, buna rağmen kent nüfusunun Ufak bir kesimi gündelik hayatta Arapça ve Kürtçe konuşur. Arapça ve Kürtçe çoğunlukla aile içerisinde konuşulmakla birlikte gündelik hayatta ortak ve resmi dil olan Türkçe konuşulur.
Neden "Şanlı" Adı Verildi?
Birinci Dünya Savaşının bitiminden sonra bir süre bir İngiliz garnizonu barındıran Urfa, 30-31 Ekim 1919 tarihinde Fransızlar tarafından işgal edilir. İşgal kuvveti 100 kadar Fransız, ve daha çok sayıda Müslüman sömürge askerinden oluşmuştur.
Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti örgütlenir ve ayaklanma hazırlığına girişir. 29 Aralık'ta Urfa'ya atanan Jandarma Komutanı Yüzbaşı Ali Saip Bey Siverek'e giderek buradaki aşiretlerin desteğini sağlar. Aşiret kuvvetlerinden oluşan bir birliğin başında 7 Şubat 1920'de Urfa yakınlarındaki Karaköprü köyüne gelir. Fransızlara şehri 24 saat içinde boşaltmaları için gönderilen ültimatom kabul edilmeyince Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti milisleri ile birlikte şehri işgal eder ve Fransızları yerleştikleri binalarda kuşatır. Suruç ve Akçakale'nin aşiretlerinin de katılmasıyla düşman kuvvetlerinin çok üzerinde bir kuvvet oluşmasına rağmen, savaşanların düzenli birlik disiplininden uzak olmaları nedeniyle kuşatma uzar ve çok kayıp verilir.
Kuşatmanın uzaması her iki tarafı da yıpratır ve karamsarlığa düşmelerine yol açar. Urfalılar sık sık resmi kuruluşlardan düzenli askeri birlik gönderilmesini ister, ancak düzenli birlik göndermenin Fransa'ya savaş ilanı anlamına geleceğini düşünen [Ankara] hükümet buna yanaşmaz. Erzaklarını tüketen ve artık katırlarını kesip yemeye başlamış olan Fransızlar bekledikleri yardım da gelmeyince Urfa'dan şerefle ayrılmanın yollarını aramaya başlarlar. Arabuluculuk için şehirdeki Ermenilerden yardım isterlerse de Ermeniler bu konuda aracı olmayı reddederler. Bunun üzerine Fransızlar Amerikan yetimevi yöneticisi Miss Holmes'le bağlantı kurarlar. Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti ile yapılan görüşmelerden sonra birtakım şartlara bağlı olarak şehri terketmeyi kabul ederler. Buna göre şehirdeki Ermenilerin can güvenliği sağlanacak, Urfa'da ölen Fransızların mezarlarına saygı gösterilecek, ağırlıkların taşınması için yük arabaları ve deve verilecek, esirler iade edilecek ve Urfa eşrafından 10 kişi gidecekleri yere kadar Fransızlara eşlik edecektir.
11 Nisan günü Fransızlar eşraftan on kişi yerine bir teğmen komutasındaki on jandarma eri eşliğinde Suruç yolundan Carablus'a doğru hareket eder. Ancak Fransızların şehri terketmesi Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti içinde tartışmalara yol açar. Ali Saip Bey önderliğinde bir kesim, Fransızların şartlarının kabulünü içlerine sindirememiştir. Fransızların geçeceği yol üzerinde Şebeke Boğazında pusu kuran milis ve aşiret kuvvetleri geceleyin Fransızlara saldırır. Üç saat süren çatışma sonunda Fransızlar 296 ölü ve 67 yaralı verir. 140 kadar Fransız da esir edilerek Urfa'ya getirilir.
[i] Urfa'nın kaderini belirleyen bu çatışma nedeniyle yıllar sonra TBMM kararıyla Urfa'ya "Şanlı" unvanı verilmiştir.
(1988 tarihli Urfa İl Yıllığından kısaltılarak alınmıştır. Köşeli parantezler yazar tarafından eklenmiştir.)
Tarihi ve turistik Yerler
Balıklıgöl
Kale yamacının dibindeki düzlükte kaynayan bol ve bereketli su, tarih boyunca kutsal sayılmıştır. Çevresindeki dini yapılar kompleksiyle, bugün de, huşu duygusu uyandırır.
Parkın odak noktası 30 x 150 metre ebadındaki Hazreti İbrahim Havuzu, veya Balıklıgöl'dür. Bunun yakınında asırlık ağaçlarla gölgeli Ayn Zeliha Havuzu yer alır. Her iki havuzda yaşayan onbinlerce sazan balığı yerel halk tarafından kutsal sayılır. Ziyaretçiler balıkları besler. Dokunanın, yiyenin, yemeye teşebbüs edenin çarpılacağına inanılır.
Rivayete göre Urfa hükümdarı Nemrut, İbrahim'i bu yerde ateşe atmış, Ancak Allah'ın mucizesiyle ateş suya, yanan odunlar da balığa dönüşmüştür. Nemrut'un kızı Zeliha da kendi adını taşıyan havuzda aynı durumla karşılaşmıştır.
Göl kenarını süsleyen Rızvaniye Camii ve eklentileri 1736 tarihli olup Osmanlı valisi Rıdvan Paşa'nın eseridir. Gölün güneydoğu ucundaki Halil İbrahim Camii'ni 1211'de Eyyubilerden Melik Eşref Muzafferüddin yaptırmıştır. Bitişiğindeki dergâh ziyaret edilir. Aynı yerde daha önce Süryani mezhebine ait Meryem kilisesinin bulunduğu ve Urfa'nın en kutsal hazinesi olan mandylion, yani İsa'nın yüzünü sildiği mendil üzerinde mucizevi bir şekilde oluşan tasvirinin, yüzyıllarca burada saklandığı bilinmektedir. Kare kesitli minare 12. yüzyılda Haçlılar tarafından çan kulesi olarak inşa edilmiştir.
Kente dik bir tepeden hakim olan kalenin en belirgin unsuru, Korint başlıklı iki dev sütundur. Halk inancına göre Nemrut'un kurduğu mancınığın ayakları olan sütunlar, üzerlerindeki Süryanice yazıta göre, Urfa kralı "Büyük" Abgar'ın (172-212) karısı olan Şalmat ya da Selime onuruna dikilmiştir.
Kale İskender'in generali Selevkos tarafından MÖ 3. yüzyılda inşa edilmiştir.
Eski Şehir
Kent merkezi Ortadoğu tarzında son derece canlı bir Çarşı etrafında gelişmiştir. Geleneksel mimari doku kısmen yozlaşmış olmakla birlikte, sokak aralarında birçok yerde çarpıcı güzelliğe sahip eski yapılara rastlanır. En güzel eski evlerden biri Şurkav (Şanlı Urfa Kültür ve Araştırma Vakfı) tarafından restore edilen Şurkav Kültür Evi'dir.
Ulucami [
1175 tarihinde Musul hükümdarı Nureddin Zengi tarafından kiliseden çevirilmiştir. Daha önce çan kulesi olan minaresi sekizgendir.
Selahaddin Eyyubi Camii (Aziz Johannes Prodromos Addai Kilisesi)
Selahaddin Eyyubi Camii içinden bir görüntü
Eski bir Ermeni Kilisesinden camiye çevrilmeden önce uzun yıllar elektrik santralı olarak kullanılmış olup, mimari özelliği ile görülmeye değer bir camidir.
Süryani Katedrali [değiştir]
Yıldız Sarayı Konukevi
Harran
M.Ö. 2000 yılında Ur şehrinin bir ticari kolu olarak kurulduğuna inanılan Harran'ın Sümerce veya Akatça kervan veya geçit yeri anlamına gelen "Harran-U” kelimesinden türediği düşünülmektedir. Moğol İstilasında Yıkılan Harran Üniversitesinin Harabesi ile tarihi Harran evleri görülebilir.
Mutfak
Şiş Dürüm
Çiğ köfte
mumbar
kelle
ağzı açık
boranı
kahvaltıda batlıcan isot
tırşık
güveç
ZÎNGÎL